indyturk.com Ramjanmabhoomi efsanesi: Hindistan'ın Ram Tapınağı'nın uzun ve karmaşık hikâyesi Dr. Duygu Çağla Bayram Independent…
Tarihi değiştirenler: Mahatma Gandi
Tarihi değiştirenler: Mahatma Gandi
Hindistan’ı baştan sona gezmiş, yüz binlerce insana hitap etmiş, yorulduğunda susmuş, başarıları ve başarısızlıkları olmuş, hapse girip çıkmıştı. Gandi de diğerleri gibi, kurtarmak istediklerinin elinde can verdi
Semir Ataullah Lübnanlı gazeteci – yazar
Pazartesi 27 Nisan 2020 23:53
Hindistan’daki kast sistemi dört ana sınıftan oluşuyor. Mohandas Karamçand Gandi, Vaişya (Tacirler) tabakasına mensuptu.
Kendisi de bir esnaftı. ‘Gandi’ kelimesi de ‘esnaf’ anlamına geliyordu.
Mahatma Gandi’nin büyükbabası Porbandar’ın baş veziriydi. Keza babası da bu görevi üstlenmişti.
Tarihi değiştirenler: Barışın ilk kurbanı
Mohandas, babasının dördüncü eşinin dördüncü oğluydu ve ülkedeki geleneklere uygun bir şekilde 13 yaşında evlendirildi.
20 yaşındayken hukuk okumak için İngiltere’ye gönderildi. Diplomasını aldıktan sonra Güney Afrika’da iş buldu.
Bu ülkede bulunduğu süre içinde hem kendi hayatını hem de Hindistan’ın kaderini değiştirecek düşünceleri şekillendi.
Beyazlara ayrılan birinci mevki bir kompartımanda seyahat ettiği için tokat yedi ve trenden atıldı.
Bir defasında da yargıç, başındaki pagdiyi çıkarmasını istedi ve onunla dalga geçti.
Bu iki olay sonrasında 25 yaşındaki nahif Hint, baskı ve ayrımcılığa karşı şiddete başvurmadan sivil direniş kararı aldı.
Güney Afrika’da bulunduğu 20 yıl boyunca siyahlara ve Hintlere uygulanan ayrımcı politikalarla mücadele etti.
Daha sonra Hindistan’a dönerek ünlü bağımsızlık hareketine liderlik edecekti…
Direniş tercihi nedeniyle avukatlık mesleğini bıraktı ve yazı yazmaya odaklandı.
Gandi, sadece romantik bir hayalperest değildi, aynı zamanda pragmatist bir politikacıydı ve emperyalizme karşı sadece şiirle savaş verilemeyeceğinin farkındaydı.
Sadece Hindistan’ı Britanya egemenliğinden kurtarmak istemiyor, aynı şekilde iç tiranlıktan ve dörtlü kast sisteminden de kurtarmak istiyordu.
Louis Fischer’ın dediği gibi, Gandi;
Emperyalizme karşı silahsız bir savaşçı, entelektüel bir barışçıydı. Bir diktatörün gücüne ve bir demokratın zihnine sahipti.
Hem ruh hem de beden için savaştı, bazen oruç tutarak nefsini köreltti, bazen ateşli hitabetiyle kitleleri coşturdu.
Oruç eylemleriyle halkının ulusal özgürlük ve adalet ihtiyacını özümsemesine katkı sağladı.
Bu yüzden Hindistan kendisine ‘Mahatma’ yani ‘Yüce Ruh’ nitelemesini yakıştırdı.
Hint bilge Gohali onun hakkında şöyle dedi:
Sıradan insanları kahramanlara dönüştürme gücüne sahipti.
Gandi, takipçilerinin silah taşımasını reddetti; ancak 28 yıllık sivil direnişin ardından ‘genel grev’ silahını kullandı ve sömürgeciliği sona erdirebildi.
Gandi artık 70 yaşlarındaydı.
Hindistan’ı baştan sona gezmiş, yüz binlerce insana hitap etmiş, yorulduğunda susmuş, başarıları ve başarısızlıkları olmuş, hapse girip çıkmıştı.
30 Ocak 1948’de, Nathuram Godse adındaki radikal bir Hindu, Gandi’nin yanına yaklaşarak bedenine üç kurşun ‘yağdırdı’.
Daha sonra suikastın gerekçesinin Gandi’nin Müslümanlara olan olumlu yaklaşımı olduğu öğrenildi.
Gandi de diğerleri gibi, kurtarmak istediklerinin elinde can verdi.