Adı Kirletilmiş Kutsal Bir Simge: Svastika Nedir?
https://arkeofili.com/adi-kirletilmis-kutsal-bir-simge-svastika-nedir/#google_vignette
Adı Kirletilmiş Kutsal Bir Simge: Svastika Nedir?
Yazar: Enes Gençtürk
31 Ağustos 2021
Tarih öncesinden beri çeşitli amaçlarla kullanılan ve bir dönem uğurlu sayılan kutsal bir sembol, nasıl kötülüğün simgesi haline dönüştü?
Svastika kollarının uçları dik açıyla sağa doğru kıvrılmış eşkenar bir haçtır; Hinduizm, Caynizm ve Budizm bu sembole yüzyıllardır kutsiyet addediyor. Fakat, svastika (daha doğrusu svastikanın farklı bir formu olan “hakenkreuz,” diğer bir deyişle gamalı haç), günümüzde Nazilerin acı ve korku rejimini simgeleyen bir sembol olarak tanınıyor. Sembolün Nazi ideolojisiyle, soykırımla, ırkçılıkla ve nefretle özdeşleştirilmesi ise vahşet dolu (Yahudi soykırımı) Holokost’tan sonraya dayanıyor.
Gamalı haçın karmaşık tarihi esasında Nazi Almanyası tarafından kullanılışından çok daha eskilere, tarih öncesi zamanlara uzanıyor. En başta refah ve uzun yaşam imgesi olan sembole ilk Hristiyan mezarlarından Roma yeraltı mezarlarına, Etiyopya’daki Labiela Kaya Kiliselerinden Kurtuba Katedrali’ne kadar her yerde rastlamak mümkün. Holokost Ansiklopedisi’ne göre “Motifin ilk olarak Avrasya’da, 7.000 yıl önce, bir refah sembolü olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Sembol, belki de güneşin gökyüzündeki hareketini temsil ediyordu.”
Svastika sözcüğü Sanskritçe su (iyi) ve asti (olmak, varolmak) köklerinden gelir; esenlik, refah, iyi şans gibi anlamlara gelen sözcük, Hindu kutsal metinlerinin en eskisi olan Rig Veda dualarında geçiyor. Svastika aynı zamanda Hindu felsefesinde dört yuga (yani çağ döngüsü), dört aşama (dharma, artha, kama, moksha), yaşamın dört evresi ya da dört Veda (kutsal metinler) gibi dörtlü şeyleri temsil eder; Hindistan’ın bazı bölgelerinde kız çocuklarına isim olarak bile konulur.
Svastika, ya da Japonca adıyla “manji,” Buda’nın ayak izlerini simgeleyen bir Budist sembolüdür aynı zamanda. Caynizm’de ise 24 tanrısal öğreticiden birinin (7. Öğretici Suparshvanatha’nın) sembolüdür. Hindistan’da, kolları saat yönüne dönük olan şekliyle güneş tanrısını simgeleyen uğurlu bir sembol olarak her yerde görülebilir; genellikle zerdeçal çalınmış haliyle bir karşılama işareti olarak eşiklere ve mağaza kapılarına çizilen Svastika’ya araçlarda, dini metinlerde ve mektup başlıklarında da rastlanabilir. Svastika düğünlerde evliliği kutsamak için kullanılır, çeşitli kutlamalarda, yeni bir mali yılın başında hesap defterlerini açarken ya da yeni bir iş yerinin açılışında görülür.
Lost Wisdom of the Swastika (Svastika’nın Kayıp Bilgeliği) isimli kitabın yazarı Ajay Chaturvedi, BBC Culture’a verdiği röportajda şu sözleri söylüyor: “Svastika, Vedik Matematikte kullanılan dört boyutlu bir küptür, aynı zamanda Hindu felsefesinde uyanıklık, uyku ve rüya hallerinin ötesinde dördüncü bir bilinci, yani bütün bir varoluş halini, temsil eder. Hitler, svastikayı siyasete alet edip ona şeytani bir anlam kazandırdı, sembolün Hint felsefesindeki önemini ise göz ardı etti; halbuki felsefede tüm sembollerin bir anlamı, derin bir önemi vardır.”
Farklı medeniyetler Svastika’yı, uzanmış kollarla, dört mevsimle, dört yönle veya yayılan ışıkla ilişkilendirir. 19. yüzyıl’da yazılmış Swastika: The Earliest Known Symbol, and Its Migrations (Svastika: Bilinen En Eski Sembolün Yolculuğu) isimli kitapta Thomas Wilson, svastikanın antik dünyada her yerde bulunduğunu; yatak örtülerini, kalkanları hatta mücevherleri süslediğini belgeliyor. Bazıları, şeklinin eski bir kuyruklu yıldızdan ilham aldığına inanıyor. Antik Yunanlar, saksılarını ve vazolarını svastika motifleriyle süslerlerdi; Antik Druidler ile Keltler de ona kutsiyet addettiler; İskandinav mitolojisinde ise Thor’un çekicini temsil ediyordu.
Ukrayna Ulusal Tarihi Müzesi, svastikayla süslenmiş pek çok nesneye ev sahipliği yapıyor. Hatta, müzede bulunan 15.000 yıllık bir mamut dişi kuş heykelciğinin üzerindeki kıvrımlı desenler muhtemelen en eski svastika örneği. Bunun yanında, Hindistan’daki Mohenjo-Daro ve Harappa kalıntılarında svastika motifli mühürler bulunmuştu.
Swastika: Symbol Beyond Redemption? (Svastika Kurtarılamaz Mı?) isimli eserin yazarı, ABD’li sanat yönetmeni Steven Heller, BBC Culture’a verdiği röportajda şunları söylüyor: “Ben bir grafik tasarımcıyım. Semboller, işaretler ve bunların nasıl kullanıldığı, bunlara hangi anlamların yüklendiği gibi konular benim mesleğimde önemli yere sahip. Svastika gibi farklı kullanımlarda çok farklı anlamlar kazanan sembollere ise zor rastlanır.”
- yüzyılın başlarında, svastika, Avrupa’da uğur sembolü olarak yaygın bir kullanıma sahipti; tekstil ve mimaride birbirine kenetlenmiş gamalı haçlar kullanılıyordu. “Svastika, Hitler onu sembol olarak seçmeden önce farklı şekillerde kullanılıyordu. Bir markada ya da logoda kullanıldığında ticari değerinin yanı sıra şansı, bereketi, mutluluğu simgeliyor, Güneş’in simgesi olarak manevi bir anlam çağrıştırıyordu.” diyor Heller. 20. yüzyılın başlarında, svastika reklam, mimari ve mücevheratta uğur sembolü olarak kullanılıyordu. Merkezi Kopenhag’da bulunan Danimarkalı bira şirketi Carlsberg, 1881’den 1930’lara kadar logosunda svastikaya yer verdi; daha sonraları Nazilerle özdeşleştiği için simgeyi kullanmayı bıraktı.
Yakın zamana kadar, Finlandiya Hava Kuvvetleri rozetlerinde nişan olarak svastika kullanıyordu. Rudyard Kipling’in Hindistan’la ilişkisi çoğu kitabının kapağında svastikaya yer vermesine sebep oldu. 1935’e kadar Britanya’daki İzciler svastikayı bir sembol olarak kullandı. İzci hareketinin kurucusu Robert Baden Powell da sembolü, aynı Kipling gibi, Hindistan’da bulunduğu sırada görmüş olabilir. ABD’deki Navajo halkı için sağa bakan svastika bir dostluk sembolüydü, ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Navajolar da sembolü kullanmayı bıraktılar.
Hindu kültür dernekleri ve dini grupları Nazilerin svastika değil gamalı haç (ya da Almanca “hakenkreuz,” yani çengelli haç) kullandığını açıklamaya çalışıyorlar. Zira, Nazi gamalı haçı 45 derece döndürülmüş kollara sahipken Hindu svastikaları düzdür.
Karmaşık bir tarih
Adolf Hitler yeni kurulan partisi için bir sembol arayışındayken sağa döndürülüp noktaları silinmiş svastikayı, yani gamalı haçı, kullanmaya başladı, 1920’de bu sembol Nazi partisinin amblemi olarak kabul edildi. Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels, Mayıs 1933’te gamalı haçın izinsiz ticari kullanımını engelleyen bir yasa çıkardı.
Hitler’in sembolü benimsemesinin altında yatan sebebin Almanların kendi dilleri ile Sanskritçe arasında benzerlik bulmaları ve Hintliler ile aynı “saf” Aryan ataların torunları oldukları sonucuna varmaları olabileceği öne sürüldü. Kapsamlı arkeolojik kazıları sırasında, Alman arkeolog Heinrich Schliemann, 1871’de, antik Troya’daki çanak çömlek parçaları üzerinde Alman tarihi eserlerindekine benzeyen 1800 gamalı haç varyasyonu keşfetti. Antropolog Gwendolyn Leick, “Bu, Naziler tarafından ırksal bir sürekliliğin işareti ve kazı alanındaki yerleşimcilerin başından beri Aryan olduğunun kanıtı olarak görüldü.” diye yazıyor.
Elbette, kültür yağmacılığı genellikle kaynak kültüre zarar verir. Alman Oryantalist Max Muller, Schliemann’ı svastika sözcüğünü kullanmaktan kaçınması konusunda şu sözlerle uyardı: “Svastika sözcüğü Hintçe kökenlidir ve Hindistan’da köklü tarihi bir anlamı vardır. Tanıdık isimleri, antik nesnelere vermenin karşı konulamaz bir cazibesi olduğunu biliyorum… Benzer haçların dünyanın farklı yerlerinde görülmesi her zaman ortak bir kökene işaret etmeyebilir.”
Ancak herkes Hitler’in svastikayı kullanma sebebi konusunda hemfikir değildi. Hristiyanlık uzmanı Dr. Daniel Rancour-Laferriere, The Sign of the Cross: From Golgotha to Genocide (Haç: Golgota’dan Soykırıma) adlı kitabında Hitler’in gamalı haçı parti sembolü olarak kullanmasının arkasında yatan sebebin çocukluğunda gittiği Benedictine Manastırı’nda her yerde gamalı haçlarla karşılaşması olabileceğini öne sürüyor.
Ancak zaman geçtikçe gamalı haç giderek daha tartışmalı bir kültürel sembol haline geldi. Heller, “Svastika ve Nefret Sembolleri” adlı kitabında şöyle diyor: “Gamalı haç, çalınmış, saptırılmış, adeta hoşgörüsüzlüğün simgesine dönüştürülmüş kadim bir semboldür.” Almanya dahil birçok Avrupa ülkesinde, Nazi sembollerinin halka açık şekilde sergilenmesi yasak olup bu yasayı çiğnemek ceza gerektiren bir suçtur.
New York Eyalet Senatörü Todd Kaminsky, 2021’de, New York eyaletindeki okullarda svastikanın bir nefret sembolü olduğunun öğretilmesini gerektiren bir yasa tasarısı sundu. Tasarının ulusal boyuta ulaşacağı endişesiyle Amerika Dünya Hindu Konseyi de dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlar New York Senatosu’nu orijinal svastika ile Nazi gamalı haçı arasında ayrım yapmaya çağırdı.
Amerika Dünya Hindu Konseyi (VHPA) savunuculuk ve farkındalık direktörü Utsav Chakrabarty, “Svastikanın korkunç bir şekilde kötüye kullanılıp yanlış yorumlandığını kabul ediyoruz… Son 70 yıldır, svastika kötüyle özdeşleşmiş bir sembol olarak algılanmaya devam ediyor. Bu algı değiştirilmelidir. Sembolü sansürlemek yerine güzel tarihini hatırlatmalıyız.”
Yahudi cemaatinin üyeleri bile, birkaç kez, işaretin nasıl kötüye kullanıldığını vurguladılar. Şubat 2008’de Kudüs’te düzenlenen İkinci Hindu Yahudi Liderlik Zirvesi’nde yapılan deklarasyonda, “Bu kutsal sembolün çarpıtılmış bir versiyonu, Almanya’da Naziler tarafından benimsenip insanlığa, özellikle de Yahudi halkına karşı işlenen iğrenç suçların sembolü olarak kötüye kullanıldı. Katılımcılar bu sembolün, Nazilerce kullanılışından önce, binlerce yıl boyunca Hindular için kutsal bir sembol olduğunu kabul ediyorlar.” denildi.
Ancak tarihi filmlerde ve video oyunlarında svastika kullanılmasına izin veriliyor. Sanatçılar uzun zamandır svastikanın imajını kurtarmak için bazı girişimlerde bulunmakta. Svastika, 2012 yılında, pop yıldızı Madonna’nın Nobody Knows Me şarkısını söylediği bir videoda görüldü. Madonna daha sonra bunu diğer topluluklara ve insanlara karşı artan hoşgörüsüzlüğü gözler önüne sermek için yaptığını söyledi.
1993 yılında, büyükanne ve büyükbabasını Holokost’ta kaybeden Edith Altman adlı Yahudi bir sanatçı, Reclaiming the Symbol: The Art of Memory (Sembolü Geri Kazanmak: Hafıza Sanatı) başlıklı bir sergi düzenledi. Yere boyanmış siyah bir Nazi gamalı haçının üzerindeki duvara altın renkli bir svastika çizdi. Altman, Chicago Reader’a verdiği röportajda, “Svastikayı tarafsızlaştırmak, kötülükle olan ilişkisini ortadan kaldırmak istiyorum, böylece artık kimsenin ondan korkmasına gerek kalmayacak.” dedi.
Gamalı haçların Yahudi karşıtı kullanımı İkinci Dünya Savaşı ile sona ermedi. Günümüzde dahi ırkçı neo-nazi çeteleri bu işareti Yahudi mezarlarına veya ibadethanelerine saygısızlık etmek için kullanıyor. Bazı insanlar, sembolün tabuya dönüşmesinin nefret grupları için çekiciliğini artırdığını düşünüyor. “Yahudi nüfusunun en yoğun olduğu New York ve Los Angeles şehirlerinden alınan 2021 polis rakamları, her iki şehirde de nefret suçlarında rekor artış görüldüğünü gösteriyor. New York’ta nefret suçlarından en çok etkilenen grup olan Yahudiler Los Angeles’ta üçüncü sıradalar.” diyor Nefret ve Aşırılıkçılık Araştırmaları Merkezi (CSHE) direktörü ve ceza adaleti profesörü Brian Levin.
2020’de, ABD’de, 21 yaşındaki Hintli öğrenci Simran Tatuskar, svastikayı okul müfredatına dahil edilmesi gereken barışçıl bir sembol olarak tasvir etmeye çalışması nedeniyle sosyal medyada tepkiyle karşılaştı. Bir grup attıkları tweette şunları söyledi: “Nazi Almanyası’nda antisemitlerin yaptığı ilk şeylerden biri, Yahudilerin tarihini silip uğradıkları zulümleri göz ardı ederek mücadelelerini küçümsemek ve varlıklarını yağmalamaktı. Svastikayı normalleştirmek bu kısır döngüyü tekrarlamaktan başka bir şey olmayacaktır.” Sonunda Simran Tatuskar konuyla ilgili duruşunu netleştirmek ve yanlış anlaşılma için özür dilemek zorunda kaldı.
Japonya’daki 2021 Olimpiyat Oyunlarından önce, tapınaklar için kullanılan manji sembolünü turist haritalarından kaldırıp yerlerine (Budistlerin dini yapısı olan) pagoda simgesini koyma kararı tepkilere neden oldu. Bu, kültürel unsurlar bağlam dışına taşındığında tarihlerinin ve miraslarının nasıl lekelendiğine iyi bir örnek.
Brian Levin’in dediği gibi: “Üzücü de olsa svastikanın haklı bir biçimde Nazi nefretinin ve soykırımının sembolü olarak yaygın kullanımı, sembolün kadim tarihi ve alternatif anlamı üzerine karanlık bir gölge gibi çökecektir. Bununla birlikte, tarih ve yurttaşlık öğretilerimiz yalnızca sembollerin kökenlerini değil, aynı zamanda nasıl en kötü amaçlara alet edilebileceklerini de içerecek şekilde genişletilmelidir.”
BBC. 17 Ağustos 2021.