indyturk.com Ramjanmabhoomi efsanesi: Hindistan'ın Ram Tapınağı'nın uzun ve karmaşık hikâyesi Dr. Duygu Çağla Bayram Independent…
Analiz | Assam, Bangladeş ve Hint Altkıtası: Tarih ve gerçekler
Mepa News
Analiz | Assam, Bangladeş ve Hint Altkıtası: Tarih ve gerçekler
Yayınlanma: 14 Haziran 2022 Salı 11:41
Güncelleme: 14 Haziran 2022 Salı 11:42
“Binlerce Müslümanın topraklarından çıkarılarak Şiva Tapınakları inşa edilmesi ve bunun devlet eliyle gerçekleştirilmesi asla müstakil bir hadise olamaz.”
Hindistan ve Bangladeş’te son dönemde İslam karşıtı saldırılarda ciddi bir artış yaşandığı göze çarpıyor.
Özellikle Hindistan’daki saldırıların sistemli ve programlı bir şekilde, Müslümanları bölgeden çıkarma amacıyla gerçekleştirildiği düşünülüyor.
Bölgedeki cihat yanlısı gruplar da Hindistan’ın bu bölgedeki politikalarını şiddetli bir biçimde eleştirenler arasında. Hint Altkıtası’nda cihat yanlısı görüşleriyle tanınan “Üstad Hasan Abdusselam”, bölgede Müslümanlara yönelik politikaları değerlendirdi.
Tarih bize tanıklık eder.
Altkıtanın doğu kısmında yaşayan Müslümanlar, siyasi düşünce hususundaki eksikliklerinden dolayı hiçbir zaman Müslümanlara ve İslam’a ne güvenlik sağlayabilmiş ne de liderlik edebilmiştir.
Altkıtanın doğusunda yaşayan Müslümanlar, Uttar Pradeş ve Puncab’da yaşayan Müslümanların tutumları nedeniyle etrafındaki Hindu devletler tarafından köşeye sıkıştırılmıştır. Bir taraftan Assam’daki Müslümanlar Hindu aşırıcılar tarafından dövülmekte, diğer tarafta yani Bangladeş’te de Hinduların sadık şakşakçıları tarafından kasten hedef alınmaktadır.
Özellikle bazı vakıalar üzerinden bakıldığında, Assam ve Bangladeş’teki durumdan zarar görenlerin oranının birbirine çok yakın olduğu görülmektedir.
Assam’ın Darang bölgesinde yaşayan neredeyse bin Müslüman aile, ‘Şiva Tapınağı’ inşa edileceği gerekçesiyle topraklarından zorla tahliye edildi. BJP hükümeti tarafından açıklanan bu kararı protesto etmek isteyen iki Müslüman polis tarafından öldürüldü.
Vijay Bania isimli bir fotoğrafçı Muinul İslam isimli bir Müslümanın naaşı üzerinden atladı. İnna lillahi ve inna ilahi raciun.
Sistemli bir program
Bu hadiseler gerçekten de denildiği gibi müstakil midir? Yoksa uzun vadeli ve iyi planlanmış bir programın sonuçları mıdır?
Assam’da 9’u Müslüman çoğunluklu olmak üzere toplam 34 idari bölge mevcuttur. Darang bu 9 bölgeden bir tanesidir. 1 milyon nüfusa sahip bölgenin %65’i Müslümandır.
Bu yüzden, binlerce Müslümanın topraklarından çıkarılarak Şiva Tapınakları inşa edilmesi ve bunun devlet eliyle gerçekleştirilmesi asla müstakil bir hadise olamaz.
Aşırıcı BJP ve RSS’nin sözcüleri Assam’daki Müslüman nüfusunu azaltıp, bu insanların topraklarını işgal etmeyi kendilerine göre haklı gösterecek söylemler ortaya atarak Müslümanlara yönelik saldırgan tavra meşruiyet kazandırmayı hedefliyor.
Assam’daki Müslümanlara karşı geliştirilen söylemler şunlardır:
1- Müslümanlar, kendi dinlerinden olmayan kadınları zorla Müslüman yaparak onlarla evlenmektedir. Müslüman erkekler çok eşlidir. Bu durumu “bizim için ‘hum do, hamare do’ ve Müslümanlar için ‘hum panch, hamara panchis'” sloganlarıyla kınamaktadırlar.
Bu sloganlar, Hinduların genellikle tek eşli olması ve sadece iki çocukla yetinmesi, Müslümanların ise dört eşe kadar evlenerek yirmi beş çocuk dünyaya getirmesi anlamına gelmektedir.
2- Hinduların nefret ettiği bir diğer şey de Müslümanların mezarlarıdır zira onlar bu dini vecibeyi toprak ele geçirmek için Müslümanlar tarafından uygulanan sürecin bir parçası olarak görmektedir.
Delhi merkezli Viswa Hindu Parishad’ın lideri Paresh Bajaj, Müslümanlara yönelik bu nefret söylemleri çerçevesinde şu ifadeleri kullanmaktadır: “Müslümanlar ‘süt taşları’ gibidir. Onlar bizden değildir (farklıdır). İslami milletçiliğe inanırlar. Amaçları Hindistan’ı Darülislam yapmaktır. Assam’a gelen Bangladeşli mülteciler de bu sürecin bir parçasından başka bir şey değildir.”
RSS’in Assam’da organizasyonel manada ilk ortaya çıkışı 1947 yılında kurulan üç dernekle olmuştur. 2017 yılının nisan ayında yayımlanan bir rapora göre Assam’daki derneklerin sayısı 903’e ulaşmıştır. Bu siyasi akın faaliyetlerinin meyve vermesi ile birlikte 2016 yılında BJP ilk kez Assam’da idareyi ele geçirmiştir.
BJP, Gucerat ve Uttar Pradeş’de zafer elde ederken RSS de onların nefret stratejilerini uygulayarak Assam’ı ele geçirmiştir. Bu stratejinin en önemli ayağı her zaman Assam’daki Müslümanların topraklarından zorla çıkarılması olmuştur.
2019 seçimlerinde ortaya çıkan veriler göstermektedir ki BJP bu söylemler ve stratejiler sayesinde Hindu seçmenlerin %70’inin oyunu kazanmayı başarmıştır.
Bu yüzden, Müslümanlara yönelik zulmün Hindutva RSS ve bu oluşumun siyasi kanadı olan BJP tarafından iyi planlanan uzun vadeli bir proje olduğu açıktır ve ihtiyaç duydukları meşruiyet için devasa ölçekli propaganda faaliyetleri yürütmektedirler.
RSS-BJP’nin teorisinin aksine Müslümanlar cephesinde güçlü bir siyasi amaç birliği yoktur. Fakat planı uzun süre önce yapılmış bir komploya bir gecede cevap üretilmesi imkânsız olup böyle bir girişimi ortadan kaldırmak daha da zordur.
Allah bu meseleyi daha iyi anlamamızı nasip etsin.
Assam niçin bizim gündemimizdedir?
Doğu Bengal (Bangladeş) ve Assam, tarih boyunca tek bir idari merkez tarafından yönetilmiştir. 19. yüzyılın başından itibaren bu iki bölge ‘Bengal Başkanlığı’ çatısı altında tek bir idareci tarafından yönetilmiştir.
Bu kurumsal yapı 1905 yılına gelindiğinde Bengal topraklarının paylaşımı sürecinde gündeme gelmiş ve o dönemde kurulan eyaletin adı ‘Doğu Bengal ve Assam’ olmuştur.
Bu yeni eyaletin adı Dakka olarak belirlenirken Chittagong da ikinci şehir statüsü aldı. Bu yeni yapının yüzölçümü 275,844 kilometrekare oldu (daha iyi karşılaştırma yapılması için, günümüz Bangladeş’inin yüzölçümü 145,039 kilometrekaredir.)
1911 yılına gelindiğinde, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir eyaletin doğumunu engellemek isteyen Hinduların yoğun protestoları nedeniyle Doğu Bengal ve Assam birbirinden ayrıldı. Daha sonra milli marş olacak olan ‘Amar sonar Bangla’ şarkısı da Rabindranath Tagore tarafından işte bu dönemde yazıldı. Tam bir rezalet!
1947 gelip çattığında da Sylhet hariç Assam’ın geri kalanı, Müslüman ulema ve liderlerin öngörü sahibi olmamaları ve aralarında tartışmaları nedeniyle Hinduların kontrolüne geçti. Bugün Bangladeş’in bir vilayeti olan Sylhet’in aslında Assam’ın bir parçası olduğu unutulmamalıdır.
Yani özetleyecek olursak;
Ütopik ‘Ram Rajya’nın’ kurulması adına şu anda gücü elinde bulunduran Hindu rejim resmen bir Müslüman soykırımına hazırlanmaktadır. Bu insanların planları Müslümanlar tarafından zayıflatılabilir ve mağlup edilebilir ancak bunun olması için Müslümanların olup bitenin tam olarak farkına varması ve Allah’ın izniyle şer’i hukukun ışığında hareket etmeleri gerekmektedir.
Bu nedenle, eğer Altkıta’yı tarih ve gerçekler ışığında görmek istiyorsak, Müslümanların çoğunlukta olduğu Assam ve Bangladeş’te gerekli programların hazırlanmasına önem vermeliyiz.